sb. sene 98.

www.youtube.com

Kadıköy'de mafya vari siyah ceketli adamların işletmediği, hesaba geçirmedikleri, "çok para harcamayacaksan kalk git" bakışı atılmayan, "salaş" ama lezzetli balık yeme yeri tavsiyesi verebilir misiniz?

allah aşkına benim yaşadığım durumu yaşayan var mı merak ettim. nedense okuduğum şehri bir türlü sevemiyorum. yaptığım şeylerin hiçbirinden zevk alamıyorum. kafa dengi arkadaş da pek bulamadım. önce çevre yapmak için kendimi çok kastım ama baktımki o da beni sarmıyor. oldukça sıkıcı bir yer. belki istanbul'dan geldiğim için öyle geliyor olabilir. ama buraya gelince istanbul'un değerini daha iyi anladım. istanbul'da olamadığım için içim içimi yiyor. sevgilim de yok. maşallah burda sevgilisi olmayan yok. kendimi iyice yalnız hissetmeye başladım. sizce ne yapmalıyım da burayı sevmeliyim? unutmadan okuduğum şehir gazimağusa/kıbrıs.

şu an size güzin teyzecilik oynamak zorunda bırakacağım ama bir sürü kafadan ses çıkmasına ve bir yerlerde duyulduğumu hissetmeye ihtiyacım var. Çünkü hayatımda her zaman olduğu gibi yine kimselere bir bok anlatamıyorum ve kapana kısılmış gibi hissediyorum.

Neyse yaklaşık iki aylık nişanlıyım. Nişanlımla şu ana kadar ciddi bir şekilde hiç tartışmadık, arada küçük şeyler oldu ama hiç beş dakika bile dargın kalamadık.

neyse bu adam 31 yaşında bir insan. Benden önce hayatında bir sürü kadın olmuş falan filan. ama ciddi ilişkileri az. uzun süreli daha az ve darılmalı barışmalı bir sürü şey. hep bana beni bulduğu için çok şanslı olduğunu ve daha önce başka hiçbir kadınla böyle olamadığını söyler falan. ben henüz 24 yaşındayım. benim de benzer bir hayatım oldu bu yüzden geçmişi üzerinde hiç düşünmedim.

nişanlım ailesi ile aynı şehirde, ki ailesi de çok tatlı insanlar, hiç hoşlanmadığım bir arkadaşıyla kaldığı bir ev daha var bu arkadaş bana karşı çok kaba, onun önceki hayatını bir fiil devam ettirmekte. bu arkadaşına da çok takılmıyorum çünkü çok tatlı bir sürü daha da arkadaşı var. ama bu adam ve çevresi ona benziyor.

nişanlım arkadaşlarına çok düşkün ve onlarla senede bazı zamanlar seyahatlere çıkar ve hiç karışmadım buna üzülmedim ve hatta onun adına sevindim. hiç bir zaman ona karışmam, gamsız bir insanım biraz ve bundan tevekkeli hayatımda hiçbir zaman kıskanç da olmadım. telefon konuşmalarımızda hep nereye gideceğini, kimlerle olduğunu söyler. ilişkimizin başında benim biraz benim gamsız biri olduğumu fark ederek kendisi buna benim de dikkat etmemi rica etmişti. biz hep kartlar açık oynadık. hiç birbirimize yalan söylemedik( en azından ben böyle düşünmüştüm.) hatta eski sevgilisini aldatmış olduğunu altındaki sebeplerle anlattı.

sadete geliyorum. 3 hafta önce kadar birlikteyken, işe giderken telefonunu evde unuttu ve ben bir altıncı hisle telefonu elime alıp kurcalamaya başladı. beni güdüleyen ve buna iten ne oldu bilmiyorum. ama kadının birine onu özlediğini söyledğini gördüm. evde yalnız olduğunu özenle belirtmişti. kadın terslemiş ve mesajları bana göstermekle tehdit etmiş. sonra kadının numarasını silmiş ve kadın buna atarlanmış falan. sohbet içeriği bundan ibaret. bir sürü kızdan gelen, saçma sapan selamlar. hepsi cevapsız ama bu mesaj bana yetti diyebilirim.

bir öfke nöbeti geçirdiğimi anlatmama gerek yok sanırım. evi terkedemeden o eve geldi. yalan söyledi, yalanını düzeltti, yalvardı, yakardı, ağladı, özür diledi, öfkelendi beni bir kaşar ve aile terbiyesi almamış biri olarak dahi suçladı... konuştu, alttan aldı tekrar öfkelendi. bu arada işe geri döndü bir ara. aralarda geldiğinde bunlar oldu. nişanı attık. yalvararak geri taktı. sonra bir mesaj yüzünden beni terk mi edeceksin dedi ve bana çok mantıklı göründü.

terk etmedim.

ama paranoyalarım gün geçtikçe artıyor. telefonun şifresi değişti. bu konuyu açmamamı ve kafamı toparlamamı söylüyor. o zamandan bu yana arada bu konuyu açtım ama asla kavga halini almadı.

ve her şey o kadar kötü ki. ailem ayrı, uzun zamandır hiç ailem de olmadı üstelik. senelerdir derin yalnızım. işim kötü ve sürekli baskı altındayım, bunalıyorum ve bunu biliyor. ben onun yanında çok mutluydum ama artık nerde mutlu olabilirim bilmiyorum. bütün bunlardan ona sadece espriler yaparak bahsettim ve bunların hiçbirini ona yansıtmadım. neyi yanlış yaptım bilmiyorum ve elimdeki her şey un ufak oluyor. bunu da kaybetmek istemedim. ve üstüne üstlük bu hafta kıbrısa gidiyor. bu planı yaptığı bir grup vardı ama iptal oldu sonra başka bir arkadaşını buldu ve dahil etmediğini söylememe gerek bile yok sanırım.

böyleyken böyle ve ben çok uzun yazdım. çok yorgunum sizi de yordum ama biraz vakit ayırırsanız beni çok mutlu edersiniz. yoksa kadınlar kulübüne gideceğim :D

bu cuma, 13 aralıkta vizyona giriyor. ne kadar dayanır sizce? 5 hafta kalabilme ihtimali var mıdır?

Merhaba Arkadaşlar..
İstatistiksel olarak öğrenmek istiyorum. Facebook kullanıyor musunuz ?
Kullanıyorsanız ne kadar bağlısınız ? Neler yapıyorsunuz ?
Kendimden başlayayım.
Gereksiz gördüğümden hiç facebook hesabım olmadı.


Sizce çok mu büyük eksiğim var ? Twitter Foursquare kullanıyorum mesela.

pantolon altına giymek için termal içlik arıyorum ama gerçekten sıcak tutuyo mu ve nerde bulabilirim ucuza? kadıköy çarşısına baktım ama 50 60 arası fiyatları vardı.

Evet duyuru halkı nasıl bilirsiniz ? Dün ilk bölümünü netten izlemek istedim ama beklentimin siyasi bir dizi olmasından ötürü aşk meşk olayları siyasetten çok daha baskın çıkınca pek hoşlaşmadım..Büyükada da iki çocuğun bir kızdan hoşlaşması vs vs...Hele hele şevket süreyya aydemir'in tek adam, ikinci adam ve suyu arayan adam kitaplarını okuduktan sonra daha farklı bir şey bekliyordum galiba evet.. İlerleyen bölümleri nasıl bu dizinin yine aşk, duygusallık ağır mı basıyor yoksa dönemin siyasi olayları mı daha çok işleniyor ?

ozellıkle babayı merak ediyorum. babanız eve geldiğinde aılece sohbetler edıyor musunuz yoksa herkes odasına mı cekılıyor? bu gece galiba uyumayacagım. aile ne acayip bir sey.

Bir araştırma yapmam gerekiyor da. başlangıç olarak;

Köpeğiniz ya da kediniz varsa, ona t-shirt gibi kıyafetler giydirmek hakkında ne düşünüyorsunuz?

(giydiriyorum, giydirmem, olumlu bakıyorum vs. gibi kısa cevaplar kabulümüzdür)

ben biraalari actim kendi basima iciom

NOT: almanyadan katiliom ve burasi sevk vermio

İş, okul, kişisel vs nedenlerle 3 adet e-posta adresini aktif olarak kullanıyorum. Öte yandan, bazen denk geldiğim vatandaşlar x (et) yfirması.com şeklinde mail adresini her türlü mecrada kullanmış; mesela facebook hesabında, şirket yazışmalarında vs.

Sizde nasıl durum? Bir tane yeterli diyenlerden misiniz?=)

Nedir?

Benim mavidir hemen her şeye uyar.

İkinci ele bakış açınız ne? Neyin ikinci elini asla almazsınız? Düşününce ikinci el çok sakat bir şey değil mi? Ben şahsen tanımadığım birinin kullandığı bir telefon vs.'yi kullanırken rahat edemem. Sizde de varmı benzeri düşünceler?

Orta halli bir insanim. Kendime pek bir sey almiyorum. Uzun zamandir da ihtiyac disi bir sey almadim. Elime para gecti ve bunu ihtiyac disi bir sey icin harciyorum (fotograf makinesi). Icimde cok kotu bir huzursuzluk var. Para benim ama suc isliyormusum gibi geliyor.

Normal mi bu?

şunlardan hangisi olmalı. teşekkürler.


(git:www.lidyana.com )
(git:www.lidyana.com )
(git:www.lidyana.com )
(git:www.lidyana.com )

neden?
ekrana bakıyorum sadece, saçma sapan vakit öldürüyorum
cidden merak ediyorum, yalnız mıyım, bi ben miyim böyle sıyrık?

breaking badden iyi midir ?

hangi sektör de cakisiyorsuniz ve ne türlü kiyafet le gidiyorsunuz ?

s.b (tik garantili)

bu meslek benim çok hoşuma gidiyor.
peki kabin memuru olmak çok mu zor ?
er kişisiyim.
boyum 186-187 falan.
nedir giriş şartları v.s

Gönül işleri artık anasayfada görünmüyor o yüzden çok cevap beklemiyorum ama bugün kafama takıldı, bir sorayım dedim.
Şimdiye kadar pek bu konu üzerinde kafa yormamıştım ama bugün hem vapurda boş zamanımın olması nedeniyle hem de bayadır sevgilim olmaması nedeniyle, kendi ilişkilerim üzerine ve çevremdekilerin ilişkileri üzerine düşünmeye başladım. konu biraz uzun, pek de özet geçemiycem sanırım.
İlişkilerim hiç bir zaman 'fırtınalı' olmadı, hiç kıskançlıktan kavga çıkarmalı, telefonu duvara atmalı, küsüp barışmalı olmadı, ilişkilerimde hiç terk eden ben olmadım, birine karşı sevgim bitince görüşmekten kaçınmaya başlarım, soğuk davranırım ve karşımdaki bir kaç hafta içinde zaten kendisi ayrılmak ister, ayrılık konuşması- kavgalı gürültülü olsun olmasın-yapmaktan kaçınırım, karşımdaki konuşmamız lazım soğuk davranıyorsun bilmemne dediğinde tamam o zaman ayrılmak istiyorsun haklısın der terk edilen olarak gayet hayatıma devam ederim. Hiç içip içip gecenin bir yarısı mesaj atan, ya da ağlayarak arayan evin önüne gelip alice geri dön diye bağıran ya da çiçekler alıp ilişkiyi devam ettirmeye uğraşan eski sevgilim de olmadı. Bunu kendi hayatım için normal olarak kanıksamıştım, ta ki diğer insanların dediklerine, yaptıklarına dikkat etmeye başlayana kadar.
Herkesin hemfikir olduğu bir konu sanırım, seven kıskanır muhabbeti, ilişkide ne kadar kıskançlık, diğerinin hayatına müdahale delirmek bağırmak varsa, kişiler birbirlerini o kadar seviyorlar diye düşünülüyor. Bir ayrılıp bir barışmak, facebook tan twitter dan ilişki hakkında detay paylaşmak da büyük aşkın bir göstergesi diyor çevremdekiler, hatta sevgilisi kıskançlığından akşam güneş battıktan sonra bakkala gitmesini yasaklayan kız, yarı gururlu sesiyle ay benim sevgilim deli yaa aşkından delirmiş çocuk beni bakkaldan bile kıskanıyor diye anlatıyor. ya da olduk olmadık zamanlarda içip içip kapıya dayanan bir eski sevgili, ya kaç yıl oldu beni unutamadı ay sinir oluyorum yorumuna eşlik eden bir gurulu gülümsemeyle konu ediliyor.
İlişkilerimde genelde ilk zamanlar özellikle, hani borçlu hissetmeyeyim direk o kadar yedirdik içirdik artık muhakkak sevgilim olacak demesinler diye, hesabı mümkün olduğunca ben öderim, sonrasında sevgili olduktan sonra da yemeği o ısmarladıysa atıyorum içkileri ben ısmarlarım.
Öte yandan, çevremdeki hangi kıza sorsam 'seven erkek kıskanır, delirir, hayatına karışır, ayrılmayı kabul etmez kapına dayanır, hesap ödetmez sana asla, yani aşık bir erkek deli olmalı sık sık kavga çıkarmalı kıskançlığından yerinde duramamalı, ayrıldığınızda peşine düşmeli ayrıldıktan sonra bile sana ilgi gösteren başka erkek oldu mu kafasını gözünü yarmalı gerekirse' falan diyorlar. Burdan da tek bir sonuç çıkıyor, şimdiye kadar sevgili olduğum hiç bir erkek bana aşık olmadı, basit bir hoşlantıdan öteye geçmedim kimse için.
Yani gerçekten de, bütün bunlar aşık olduğunda bir erkeğin yaptığı şeyler olarak düşünülmeli mi? Şimdiye kadar kimse bana aşık olmamış demek mi?
yani biraz soğuk bir insan olduğumu biliyorum, çok samimi bir tip de değilim, insanların kanı ısınmaz bana, yine de çok çirkin değilim, sırf soğuk bir insan olduğum için kimse bana aşık olmamış olabilir mi?
Hani bir arkadaşım var, ben 10 üzerinden 5 liksem, o 10 üzerinden 4 lük falan.Ama gerçekten çok sıcakkanlı, çok samimi, çok içten bir kız. Şu anki sevgilisi ile sürekli kavga ediyorlar, 3 günde bir kıskançlık krizine girip kıza git onla bunla yat diye twitterdan falan hakaret eden, sonra delirdim kusura bakma diyip kendini affettirmek için çılgınlık yapan, herkesin 'çok aşık' olduğu konusunda hemfikir olduğu bir adam. Aynı zamanda kaç sene önceki bir eski sevgilisi, hala arada buna hediyeler alıyor, içip içip ne kadar onu unutamadığını söyleyen mesajlar atıyor. Benim hayatımda bunların hiç biri olmadı. Resmen merak ediyorum, onu bu kadar aşık olunabilir yapan, bana kimsenin aşık olmamasına neden olan şey ne?

Yok mu Negatiften baska yer?

Cagatay cok iyi yapiyor ama butce yok ediyor biraz. Fiyat/performans bakimindan iyi nereler var?

Not: K.Ataturk dovmesi icin degil, sanatsal birseyler yaptiracagim icin cok iyi olmasi lazim. Fiyati yine yuksek olur muhtemelen, en azindan alternatif olur

Selamlar,

Ofiste, dışarıda genel kullanım için 250 TL'ye kadar kulaklık arıyorum. Daha önce iki kez sennheiser cx 300 aldım, uzun süredir de kulak içi kulaklık kullanıyorum ama artık kendimi sağır etmemek adına(kulak içi kulaklıklar baya zararlı kulak sağlığı açısından) yeni bir kulaküstü kulaklık almak istiyorum. Ofiste dinleyip yanımda taşıyabileceğim, dışarıya ses sızıntısı çok yapmayacak, dışarıdaki sesleri absorbe edecek, genelde rock ve brit dinlediğim için bas ve tizleri iyi olacak bir kulaklık aramaktayım. bir kaç modele baktım mesela sennheiser hd 419-429-439-449 gibi. Ayrıca Shure SRH 240 A-E modeline de baktım. Sizlerin önerecebileceği bir kulaklık var mıdır? ya da bu kulaklık modelleri arasında kullandığınız, yada bilip tavsiye edebileceğiniz bir tanesi var mı?

Çok teşekkürler :)

Kulak üstü kulaklıkların hepsi dışarıya ses verir mi? Beats hariç önereceğiniz bi marka, model var mı?

Kulak içi kulaklıklardan sennheiser cx 200, 300 dışında önereceğiniz neler var?

Bütçe: 300 tl

İki öğleden önce, iki öğleden sonra.

Sabah 9'da içiyorum bi tanesini. E canım tekrar istiyor şuan mesela! İkinciyi içsem kesecek ama içmesem daha mı iyi? Manyak gibi sınırlamayayım kendimi sanki di mi? İçiyorum. :*

Arkadaşlar merhaba. Şu 4 kulaklık arasında kaldım;

Bose QuietComfort 15 - 2. el olacak
Beats Studio
Sennheiser Momentum
Sony MDR-1R

Yarın veya bir sonraki gün birisini alacağım. İnternette review'lara bakmatan ciğerim soldu. Bi yardım edin be hadi. :(

Ya da başka Over Ear olan, bu ayarda kulaklık öneriniz varsa söyleyebilirsiniz. Teşekkürler!

bir insanı hayatınızdan nasıl sonsuza dek çıkartırsınız? silersiniz..
bunu düşünüyorum. böyle bir şey nasıl mumkün olabilir, nasıl üstesinden gelinebilir diye. sık sık aklıma düşüyor.
bilemiyorum. çöp değil ki atasınız. izleri, kokusu, düşü vs. bilmiyorum ben.
bezen istiyorum, deniyorum yapmayı. olmuyor ama.. korkuyorum o zamanlar ben çok.

nasıl insan silinir ki hayattan bir anda?
çok sevdiğini silebilir mi insan hayatından, kalbinden..

soru başlıkta arkadaslar
yas ve meslek de yazarsanız sevınırım

kılıf kullanıyor musunuz?

kullanıyorsanız hangi tür?

1- sleeve denilen yumuşak cep türü kılıflar

2- sert kapak tarzı defter gibi duran kılıflardan

selam mbp kullananlar. yarın bitane almaya gidicem early 2011 13" bana tüyolar verebilir misiniz şöyle yap böyle yap sunu sor filan diye?

Öncelikle belirteyim burada verilen cevaplardaki yerlere uzun vadede de olsa mutlaka gidip görmeyi planlıyorum. Gittiğinizde oh be iyi ki gelmişim dediğiniz ve yaşadığınız yere dönmek istemediğiniz yerler varsa benle paylaşırsanız sevinirim. Aradığım şey huzur. Bilmem ne ilçesinin bilmem ne kazasının bilmem ne köyü de olabilir.

Öneride bulunan arkadaşlara şimdiden çok teşekkürler.

He bu arada şu ana kadar benim işte huzur dediğim iki yer Eylül'de Gökçeada ve Yedigöller.

Mümkün müdür?

Hep eski konular var internette. Genelde de iPad'den kamerayı yönetme konusuna eğilmişler ama o olmasa da olur. Yani istediğim şey çektiğim fotoğrafın hemen (ya da 1-2 tıklamayla) iPad ya da iPhone'a aktarılması.

Eye-fi SD kartından bahsetmişler ama onun için de hali hazırda bi ağ olması gerekiyor sanırım, işime yaramaz yani.

Kabloyla telefon ve kamerayı birbirine bağlamak istiyorum özet olarak.

Bilgisayara yapılıyor tabii ama dışarıda fotoğraf çekerken telefon ya da tabletten bakmak daha kolay olur şüphesiz.

Her neyse mümkün mü bu?

Selamlar.

1. Aynı anda birden fazla kitap okuduğunuz olur mu?
2. Bir kitap sizi sıktığı zaman onu yarım bıraktığınız olur mu?
3. Kitap okumayı tercih ettiğiniz bir vakit var mı? Gece okuyamam, öğleden sonra okurum gibi?
4. Genellikle nerede kitap okursunuz?
5. Sıkıcı bulduğunuz bir filmi yarım bıraktığınız olur mu?
6. Filmlere ara verip sonra devam ettiğiniz olur mu? Mesela gece 1 saat izleyip, uyuduktan sonra devam etmek gibi? Yoksa tek oturuşta mı izlersiniz hep?
7. Film izlemeyi tercih ettiğiniz özel bir vakit var mı? Sabah izlerim, gece izlerim gibi?

8. Film izlemek ve kitap okumakla ilgili bu tip başka kural ve takıntılarınız var mı? Varsa neler?

kadikoy iskele tarafindan sariyer merkeze en kestirme nasil giderim? vapur falan?

odamda bir kolon var, yaklaşık 80 cm genişliğinde ve yatak başını ortalıyor. kolonun üstünde odanın eski kullanıcısından kalan yapışkan izleri mevcut. ben de düşündüm ki bu kısımları şöyle cicili bicili desenlerle kapatayım. başta duvar kağıdı almayı düşündüm fakat bu kadar küçük bir bölüm için pek çok alet edevat satın almam gerekiyordu, astarı yüzünden pahalı geldi! duvar beyaz yağlı boya ile boyalı. ve oda da sıcak renkler ağırlıkta. ben de diyorum çeşitli figürler çiziyim duvara, alayım renkli yağlı boya tüpleri, boyayayım.

-var mıdır aranızda daha önce bunu yapan? deneyimlerini paylaşacak olan?
-ne tür figürler çizebilirim, önerebileceğiniz linkler falan ?
-nasıl yapmalı? duvara ilk aşamada bir uygulamada bulunmalı mı yoksa allah ne verdiyse girişmeli mi? boyadıktan sonra akma yapar mı, ne tür boya kullanmalı(şöyle bütçe sarsmayacak bi öneri)

şu diziler haricinde hangi dizileri önerirsiniz?

the wire, oz, game of thrones, sherlock, lost, lost room, prison break, dexter, lie to me, mentalist, revolution, six feet under, spartacus, under the dome ve sit-com dizileri.

güncel diziler de olabilir. mesela homeland'i merak ediyorum. onun haricinde lost seven fringe sever derler. acaba başlasam mı? son olarak person of interest nasıldır?

* person of interest tamamen polisiye ağırlıklı ise izlemeyi düşünmüyorum.

Arkadaşlar inşaat aşamasında olan bildiğiniz nereler var? AVM, olur gökdelen olur ne varsa aklınızda? Hatta beraberinde yapan inşaat şirketini biliyosanız süper olur!!

Arkadaşlar,

Lost, Dexter, Fringe, Breaking Bad dizilerini çok severek izlemiş birisine dizi tavsiyesi istiyorum. Şuan devam ediyor olabilir, bitmiş olabilir. Sürüklesin beni.

Supernatural izledim 1,5 sezon sarmadı. O hariç bir dizi önerisi olan var mı? Hakkaten senaryosu güzel..

Eğer aklınıza dizi gelmiyorsa film de önerebilirsiniz bu kardeşinize üstteki diziler kalitesinde.

Mekanist, trip advlsor vb yerlerden tavsiye alıp çok gol yedik.
Yakın zamanda misafirlerimi balıkçıya götüreceğim.
Şöyle istanbul içinde-civarında (arabayla gidileceği için uzak yakın fark etmez) kazıkçı olmayan eli yüzü düzgün balıkçı arıyorum.
Tavsiyeleriniz için şimdiden teşekkürler :)

En sevdiğim dizi Doctor Who'dur.
Friends,
My Mad Fat Diary
HIMYM
Spartacus, Game of Thrones gibi diziler
Sherlock,
Orange is the new black
Revenge
Hatta Vampire Diaries, Arrow izledim.

Dexter, Lost, Walking Death, ve Breaking Bad dışında ne önerirsiniz?